Mehmet Tekin

PANDEMİ/VİRÜS/AŞI/KALP KRİZLERİ

Mehmet Tekin

Hiç unutmam, 2018 yılında işsiz kaldığımda bir iş başvurusunda bulunurken, iş sağlığı ve güvenliği için başarılı bir doktordan eğitim almıştık, verilen eğitimde ısrarla şunu dile getirmişti; "Siz bilmiyor olabilirsiniz fakat her on yılda bir, Küresel güçler yapay bir şekilde hastalık üretip nüfus azaltma projesi ile karşımıza çıkıyorlar, bundan bir kaç yıl sonra da yine bir hastalık üretip nüfus oldukça azaltmayı hedefleyeceklerdir..."

Küreselcilerin 2019 Yılında Çin'in Hubei bölgesinin başkenti olan Wuhan'da çekildiği iddia edilen ve kayıtlarda onlarca insanın üst üste koyulup çirkin bir şekilde titreyerek, diğer bölgelerde ise insanların birden yere düşerek hayatını kaybettiği videoları dünya basınına servis edip, insanları korku ve paniğe sürüklediler. Ardından öyle bir hastalık korkusu sardıki insanları insanlar kendi ailesinden olanları bile dışlamaya ve arasına mesafe koymaya başladı. Yinede bütün bu olanlar sadece filmin fragman kısmıydı. Filmin asıl bölümü daha da korkunçtu...

2020 yılının başlarında ise yetersiz tedbirlerden dolayı ülkemizde çığ gibi büyüyen ve az zamanda pek çok yere ulaşan bu hastalık kısa sürede tüm ülkede görülmeye başladı. Dünya sağlık örgütü (DSÖ) tarafından pandemi ilan edildikten hemen sonrasında tüm ülkede karantina dönemi başladı! "Hayat eve sığar". Ama durun bir dakika! Zenginin tuzu kuru,bunu biliyoruz, peki ülkenin yoksul kesimi evde ne yiyecekti? Yada ne zaman biteceği belli olmayan bu karantina döneminde nasıl geçimini sağlayacaktı? Bunlar hepsi birer soru işaretiydi... Yine de yaşama tutunmak isteyen yoksul kesim çalışmaya mecbur bırakıldı. Bu öylesine bir hastalıktı ki kimisine hiç buluşmazken, kimisinde ise kendi ailesinden tek bir kişi yaşama tutunabildi.

23 Ağustos 2021 tarihinde BioNTech olarak adlandırılan ve bu hastalığın panzehiri olduğunu iddia eden, Almanya'daki Türk kökenli iki bilim insanı olan Uğur Şahin ve Özlem Türeci pandemi'nin kahramanı olarak ilan edildi. Peki tüm dünyada insanlara enjekte edilen bu ilaç gerçekten virüs aşısı mıydı, yoksa bütün bunlar küreselcilerin planının bir parçası mıydı... En baştan beri bu aşının sağlıklı olmadığını düşünen ve aşıyı olmak istemeyenlerin de olduğunu biliyorum, yinede küreselcilerin bu planı boşa gitmemeliydi, ve maalesef hepimiz bu planın bir parçası olduk! Aşı olmak istemeyen insanlara nasıl Mobbing'e maruz kaldığını çok iyi biliyorum... Hatta kendimden örnek vererek bunu dile getirmek istiyorum...

"2020 yılının mart ayında askerlik yaptığım bölgeye sağlık ekipleri aşı olmamız için gönderildi, ardından aşıyı olmamız için bizlere birer form verildi, sonucunda ölüm bile olsa aşı olmayı kabul ediyorum gibisinden bir yazıya onay vermemiz gerekiyordu, ben buna karşı olan biriydim ve aşı olmamak için direnmeye başladım... Tabi askeriye orası, yiyorsa aşı olmayacağım de! Başta çok fazla üstüme gelmeyip tatlı bir dil ile ikna etmeye çalıştılar fakat inadım'dan dolayı ikna edemeyince, tezkereyi vermemekle ve ceza vermekle tehdit edildim. Ama öyle yada böyle bana başka çare bırakmamışlardı, sadece ben değil benimle beraber onlarca asker bilmediğimiz bir sıvıyı vücudumuza enjekte ettiler"... Öyle ya diyorum işte herkes bu planın bir parçası fakat bunun farkında olmayan bir sürü insan var. Ve maalesef biz virüsten korkarken meğerse korkmamız gereken ve en büyük tehdit sözde Panzehri virüs aşısıymış... Aslında aşı diye bir şey hiç bir zaman olmadı ve verilen ilaçlar küreselcilerin yalnızca bir parçasıydı... Özellikle aşıyı bulup gurur duyacağız sandığımız sözde bilim adamları Özlem Türeci ve Uğur Şahin bu planında bir parçası çıkmaları İnsanoğlunun ne kadar tehlikeli olabileceğini gözler önüne seriyor. Parası olan, parayı verip aşı olmuş gibi kayıtlara geçti, parası olmayan mecburen aşı olmayı kabul etti. Peki aşı olmadan nasıl bu pandemi atlatıldı? Der gibisiniz, evet aslında bunu sormak en doğal hakkınız... Pandemi dönemini geride bırakabilmek için aşıya veya başka bir ilaca gerek yok, geçmiş dönemlere de baktığımızda virüsler artık insanlarla yaşamaya başladı yani bir nevi bağışıklık sistemimiz güçlenerek, vücuttaki virüsler ile baş etmeyi başarmıştır.

Yine de asıl tehlike pandemiden sonra başladı,peki nedir bu tehlike?

Buna eminim hemen hemen herkesin yakın bir arkadaşı veya ailesinden biri kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir. Pandemiden hemen sonra kalp krizleri'nin artmasının sebebinin bu aşılar olduğu fazlasıyla aşikâr. Sözde bilim insanları olan Uğur Şahin ve Özlem Türeci Almanya'da aşının yan etkilerinden dolayı hakim karşısına çıkacaklar, Diliyorum ki en ağır cezayı alırlar! Ve sadece onlar değil onlarla beraber televizyonlarda bizleri aşıya ikna etmek için canlı yayınlarda kendisine şırınga ile C vitamini'ni sözde aşı olarak gösteren ve enjekte eden herkes yargılanır ve en büyük cezayı alırlar. Öte yandan bütün bu yazdıklarımın ve adaletin yerini bulup, insan hayatının vücut genleriyle oynamaya çalışan, insan kılıklı mahluktların adalet önünde hesap verebilmesi için mücadele başlatan Manisa'dan MV. Adayı olan Ender Ragıp Arslan beyefendi'nin de mücadelesi takdire şayan. Her türlü engellere rağmen pes etmeyen Ender Bey'in "Yenilik Partisi Manisa Milletvekili Adayından Kalp Krizleri ve Deprem Çıkışı!" Yazısını da okumanızı tavsiye ederim. Aynı zamanda Araştırmacı ve Yazar olan Erkan Trükten de sırf bu konuları dile getirebilmesi ve insanların bilinçlenmesi için Cumhurbaşkanı Adaylığı için başvuruda bulundu, fakat medyada pek yer verilmediğinden dolayı yeteri kadar imza toplayamadı ve adaylar arasında yer alamadı. Ancak hak yolundaki haklı mücadelesi devam ediyor...

Yazarın Diğer Yazıları